Taklacı Güvercinler
Günümüzde Dünya üzerinde beslenen çoğu güvercin ırkının soyu Anadolu 'da yetiştirilen güvercinlere dayanmaktadır.
Taklacı güvercin ırklarımızın kökleri göç edip geldiğimiz Orta Asya topraklarına kadar gitmektedir. Rus tarihçileri , Rus güvercin ırklarının Türk güvercinlerinden geldiğini defalarca açıklamışlardır.
Avrupa 'ya yapılan seferler esnasında at koşturan atalarımız taklacı güvercinlerini de yanlarında götürüp oynatırlardı.
Günümüzde Avrupada da bizim güvercin ırklarımıza rastlamak çok mümkündür.
Bu ırkın yetiştirme amacı taklalı performans ve fiziksel güzellik üstün bir seviyeye getirilirken aynı zamanda ırkların geleneksel özelliklerinin korunmasıdır.
Usta bir taklacı yetiştiricisinin üretici olarak dünya çapında bütün öteki ırkların besleyicilerinden daha yüksek bir seviyede olması gerekir.
Elindeki kuşların gerçek aslını bilmek ve bunları geldikleri damarın özelliklerine göre, geleneksel yöntemlerle üretirken kuşların performansını ve aynı zamanda fiziksel özellilerini geliştirmek bir sanattır.
Bu seviyede kuşçuya günümüzde rastlamak ender bir hale gelmiş olup, güzelim taklacılarımız tarihi özelliklerini yitirmeye başlamıştır.
Bunun başlıca nedenlerinden birisi eskiden olmıyan şehirler arası kuş transferidir.
Taklacıları yetiştirmenin sadece performans olduğunu düşünen yetiştiricilerin yıllarca başka yörelerden kuşlar getirip kendi kuşlarıyla kırmalarından dolayı geçmişte bir birinden çok farklı olan değişik sehirlerin kuşları bu gün bir birine çok benzer hale gelmişlerdir.
- Mardin Taklacı Güvercinleri
Mardin taklacı güvercininin en büyük özelliği diğer evcil güvercin cinslerine göre biraz daha iri olmasıdır.
Mardin taklacı güvercininin hakiki damarında tepe ve gül yoktur.
Ancak günümüzde birçok güvercin ırkı ile karıştığı için birçoğu tepeli ve güllü olarak karşımıza çıkmaktadır.
Tepe genetik olarak baskın bir özellik değildir ve ırsi olarak ancak anne ve baba ikiside tepeli ise yavru tepeli çıkabilir.
Taklacı Mardin güvercinin göğüs kafesi diğer güvercinlerden ayıran önemli bir özelliğidir.
Mardin güvercinleri çok uzun ve güzel uçarlar.
Saatlerde havada kalan bu kuşların çoğu tek başına ve alçaktan uçmayı sever.
Orjinal damarlarında sadece siyah, beyaz, mavi ve dumanlı renkleri mevcuttur.
- Diyarbakır Taklacı Güvercinleri
En toplu, bacakları ve boynu kısa olan ırkımızdır. Vücut yapısı önden bakınca bir "O" yerine basık bir elips şeklindedir.
En güzel renklere sahip olmanın dışında paçalarıda bütün ırklardan daha uzun olup Gülleri öteki ırklara göre daha gelişmiştir.
Tabak güllü denilen ön tepe bu ırka mahsusdur.
Arka tepe bir yanaktan ötekisine uzanıp öteki ırklarınkınden daha yüksek olmanın dışında bazen uçları öne doğru hafifce kıvrılır.
Performans konusunda Diyarbakır pek iddialı değildir.
Bu şehrimize Türkiyenin güvercin başkenti diyebiliriz. Güvercin kültürümüze bu kadar katkıda bulunan belki başka bir şehir yoktur. S
adece Diyarbakırın Türkiye'nin tamamından daha fazla güvercin ırkı vardır. Bunun yanında ense ve göğüs gülünü, Kiremit kırmızı ve sarı (portakaldan farklı olarak vücudun tamamının sarı renkte olması) renklerinide bu şehrimize borçluyuz.
- Urfa Taklacı Güvercinleri
Urfa taklacı güvercinlerinin en büyük özellikleri düşük kanatlı olmalarıdır, yani kanatlarını kuyruklarının altında taşırlar.
Kanat uçları zaman zaman yere değecekmiş gibi görünebilir. Uçma kabiliyetleri ve renkleri Mardin güvercinlerine benzer.
Kafaları biraz köşeli görünümlü, alınları dolgundur.
Arap olanlarında göz çevresinde tüysüz bir bölüm vardır ve bu halka belirgindir.
Urfa taklacı güvercinlerinde göğüste koyu kahverengi, mora benzeyen bir renk belirir. Mardin taklacı güvercinlerinden farkı genellikle bu renktir.
Mardinlerde açık renklilik durumuna ülkemizin çoğu yerinde "sabuni" tabir edilmektedir.
Günümüzde Urfa güvercinlerinin damarını saf, karışmamış halde bulmak oldukça zordur.
Nesilleri zaman içinde diğer ırklarla karışmışlardır. Saf Urfa Taklacı Güvercini eğer bulunabilirse çok değerli, maddi değeri yüksek kuşlardır.
- Sivas Taklacı Güvercinleri
Sivas ırkı güvercinler başlarının küçük ve gagalarının ince olmasıyla bilinirler. Ön tepe yani gülde Sivas kuşlarında vardır. Sivas güvercinlerinde renkler bildiğimiz siyah, beyaz, mavi ve dumanlı renklerinin üzerine kınalı tabir edilen renkler gelmiştir.
Kınalı çilli olanlarına Miski, gümüş çilli olanlarına çakmaklı ve rengi açık olanlarına Sabuni tabirleri Türkiye' nin birçok yerinde güvercin besleyenler tarafından kullanılmaktadır.
Çakmaklı dediğimiz renk türü mavi, sabuni ve miski dediğimiz renkler de kahverengi neslinden gelmektedir.
Sivas ırkından hariç diğer güvercin türlerinde görülen sabuni ve miski renkleri farklıdır ve maviden gelmektedir.
Sivas cinsi taklacı güvercinler Mardin ve Urfa kuşlarından daha az uçmayı severler, ancak oyunları daha sıktır.
Çok alçak dalarlar, hatta daldıklarında ayakları yere değmeden kuyruklarını yere sürterler ve takla atarak yükselirler. Yükseldikleri mesafe Mardin ve Urfaya göre daha kısadır, ancak daha sık takla atarlar.Güvercin ne kadar iyi ise kuyruğunu yere sürme mesafesi o kadar uzun olur.
- Ankara Taklacı Güvercinleri
Ankara güvercinleri ülkemizde beslenen en küçük evcil güvercin türüdür. Vücut, kafa ve kanatları fiziksel olarak diğerlerinden daha minyondur. Renkleri kirlidir, birçok renk çeşidi kirli ancak canlı renkler olarak görünebilir ancak kahverengi ve gümüş olanlarına rastlanmaz.
Mavisi koyu tonlarda ve sislidir. Araplarında renk açıktır çoğu zaman koyu tonlarda değildir.
Arap rengindeki Ankara cinsi taklacı güvercin kanatlarında yer alan şerit, siyah tüylerin üzerindeki renge rağmen belirgin olarak görünebilir. Bunun nedeni damarlarının aslında arap olmaması, bu siyahlığın koyu maviden gelmesidir.
Kırmızı, portakal, şeker ve limonların üzeri her zaman gri, küle benzeyen bir ton ile örtülüdür.
Bu renkleri taşıyan kuşların iyisinde kanat uçları ve kuyruklar saf beyaz olmamalı, gıri tonlarda bir beyaz olmalıdır.
Bu damarlarının gerçek Ankara kuşlarından geldiğinin göstergesidir.
Boz rengi Ankara ilimize ait bir renktir ve mavinin bir tonudur.
Ancak, çoğu güvercin besleyen boz rengini sabuninin kirli hali olarak bilirler. Kahverengi de aynı şekildedir, açık kahverenginin aslında bildiğimiz kahverengi ile alakası yoktur, güvercinlerde kahverengi mavilikten gelmektedir. Ankara kahverengilerinde tüylerdeki ve kanatlardaki renk güneş ışığı altında biraz kayba uğrar.
Ankara taklacı güvercinleri diğer taklacı türlerine göre daha sık takla atarlar.
Yükselme mesefeleri kısa, fakat takla sayıları çoktur. Favori kuşlardır.
Damarları Ankara 'da çok iyi korunmuştur. Günümüzde Ankara ilimizde bu taklacı güvercinlerin saf ırkından kuş bulmak mümkündür.
Ankaranın en önemli özelliği ise performansıdır.
Öteki ırkların aksine taklalarının arasında çok az bir zaman vardır ve çok daha sıkı takla atarlar.
Her takladan sonra hafif (çoğu zaman dikkati çekmiyecek kadar) bir yükseklik kaybedip tırmanışa çıkar.
Tırmanışı öteki ırklara nazaran biraz daha kısa fakat daha fazla kombinasyonla (her takla atıp tırmanışa bir kombinasyon dersek) doludur.
Damarı sert olanlar delicesine takla atar ve kısa bir süre uçurulmayınca tutulur (takladan uçamamak).
Oyunlarının sertliği ve klasik fiziği ile benim en favorim olan taklacı türüdür.
Ankara güvercin yetiştiricileri Türkiye’de belkide tek kendi ırklarına sahip çıkmış yörenin yetiştiricileridir.
Bu ırkı pür halinde bulabilmek Ankarada oldukca kolaydır.
- Antalya Taklacı Güvercinleri
Antalya güvercinleri zamanla diğer ırktan kuşlarla eşleştirilerek ortadan kalkmışlardır.
Fiziksel özellik olarak; göğüsleri dar, bacak ve boyun uzunlukları diğer cinslerden fazladır.
Bu ırk ötekilerine göre daha dar bir göğüse sahip olup bacak ve boyun uzunlukları fazladır.
Gagaları kısa boydadır. Renkleri çok canlı ve çeşitlidir. Hemen hemen her renkte Antalya cinci taklacı güvercin görülebilir.
Ön, arka ve çift tepe bu kuşlarda önemli özelliktir.
Uçuşları Urfa güvercinlerine benzer, fazla çekmezler. Çok yükselmeyi ve tek uçmayı severler.
Oyunlarını havada, yüksekte yaparlar. Bu güvercinlerden günümüzde Antalya'da bulmak mümkün değildir.
Sınır komşularımız Suriye ve Irak'ta bu nesilden güvercinler olduğu söylenmektedir.
- Malatya Taklacı Güvercinleri
Genelde iki renklidirler ve paçaları oldukca büyüktür (15-20 cm.). Malatyalar genelde tepelidirler.
Performans bakımından ikiye ayrılırlar.
Sekmeleyen: Masanın üzerinden yere inmeleri çok zordur.
Merdivenden çıkar gibi ayaklarını hareket ettirirler ve yukarı doğru çıkarlar.
Sallanık: Bunların farkı inmek için geldiklerinde direk inemezler beşik gibi sallanarak inerler.
Ayak hareketleri yoktur. Her ikisininde taklasi boldur, yüksekte ve çok uçarlar.
- Konya Taklacı Güvercinleri ( Taklambaç )
Fizik olarak Mardine çok yakın olan bu ırkımızın en büyük farkı gaga yapısıdır.
Öteki ırklarımıza nazaran kısaca bir gaga yapısına sahip olup aynı zamanda sabit renklerde gelmesede genelde mavi renk ağırlıktadır.
Antalya gibi havada oynamayı sever ve Konyalı kuşçular tarafından özellikle Ankara ve Sivas ırklarıyla kırılarak oyun aşağı indirilir. Bu tür kırma kuşlar üstün seviyede oyun sergiler.
Taklambaç ırkı , düz oyunlu bir kuştur. Uçarken tek takla atar. Hiç takla atamayanları da vardır.
Takla atanları daha tercih edilirler.Taklambaç ırkında ayaklar paçalı olur.
Çok nadiren paçasız olanları da görülür. Bunların kırma oldukları düşünülmektedir. Bu tipleri değersiz olarak kabul edilirler.
Uçarken Mardin tipi taklacılar kadar yükseğe çıkmaz, orta yükseklikte bir saat kadar uçarlar.
Ancak düzenli uçurulmaları halinde, uçuş özellikleri bakımından aynı Mardin taklacıları gibi yüksek ve uzun uçmaktadırlar. Ancak Mardin tipi taklacılarda görülen, sefere gelme ve fişekleme gibi bir oyun tarzları yoktur.
- Çorum Taklacı Güvercinleri ( Çorum Çıplağı )
Bu güvercinler uçuş özellikleri için yetiştirilen performans kuşlarıdır. Uçarken takla atarlar ve oyun yaparlar. Çorum çıplakları arasında damcı ya da havacı şekilde olanları bulunur. İçlerinden çok iyi oyunlu ve uzun uçan kuşlar çıkabilmektedir. Oyunsuz olanları tercih edilmez ve değersiz olarak görülürler.
Uçuş özellikleri bakımından Mardin tipi taklacılara benzerler. Konya civarında Çorum güvercinlerine bu nedenle, “Çorumlu Mardin” denilmektedir. Yüksek uçarlar, özellikle ilk uçurulduklarında iyice yükselirler bazıları havada oyun yapar.
Oyun sırasında 5-8 adet takla atarlar. Bazıları ise ilk yükselişten sonra bir süre yüksekte uçar ve yorulunca alçalmaya başlarlar. Alçalmasıyla birlikte yuvasının üzerinde oyun gösterirler. Kanatlarına oldukça hakim bir ırk olduğundan Mardin tipi taklacılar gibi iniş sorunları yaşamazlar. Kuş uçurmak için uygun yeri olmayanlar, balkonda güvercin yetiştirmek durumunda olanlar için gayet uygun bir ırktırlar.
Çorum çıplakları bilinenin aksine fazla renk çeşitliliğine sahip değildirler. Çorum çıplaklarında görülen renk tipleri 4 tanedir. Bunlar sütbeyaz, gökala, siyahala ve çillidir. Bunların haricinde renk tipi bulunmaz. Çorum dışındaki illerimizde ve özellikle de Ankara’da her görülen paçasız güvercininin Çorum çıplağı olarak nitelenmesi gibi bir eğilim vardır. Bu doğru değildir.
1) Sütbeyaz: Kuşun bütün vücut tüyleri beyazdır. Göz renkleri alacalıdır. Bu renk güneşte daha belirgin olarak fark edilir. Diğer renk çeşitlerine göre daha çok rastlanan bu güvercinlerin değeri biraz daha düşüktür. Süt beyazlarda diğer renk çeşitleri gibi fazla bir özellik aranmamakla birlikte fazla iri yapılı olmamasına ve göz kenarlarının beyaz kısmının belirgin olmasına dikkat edilir. Sütbeyazların “düz kafa” (takka ve perçemi bulunmayan) ve “sütbeyaz arka tepe” (takkalı) olmak üzere iki çeşidi bulunmaktadır. Arka tepeli olan bu renk çeşidine bölgede “sütbeyaz kekili” adı verilmektedir. Bu iki çeşidin haricinde sütbeyaz bulunmaz. Yani takka perçem olanı ya da sadece perçem olanları yoktur.
2) Gökala: Yöresel olarak “govala” ya da “morgovala” adı ile bilinirler. Çorum çıplakları içinde yetiştiricilerin aradığı ayrıntılar açısından en fazla özelliğe sahip olan renk çeşitlerinden biridir. Bu nedenle yetiştirmesi zor ve zahmetlidir. Ancak bir o kadar da değerlidirler. Koyu mavi renkli bu güvercinlerin göz renkleri sarı ya da kırmızı olur. Bu güvercinlerde göz çevresi halkası beyaz ve biraz belirgin, gaga uzun ve çene küçük olmalıdır.